Sonsuz Hayata Az Kaldı / Raşit Öztürk

İnsanlığın var oluşundan beri insanoğlu hep ölümsüzlük peşind...

Abone Ol

İnsanlığın var oluşundan beri insanoğlu hep ölümsüzlük peşinde koştu, fakat hepsi yanıldı. Bunu zamanın şartlarına göre de değerlendirmek lazım. örnek; Mısır'da Firavunların kendilerini mumyalatmalarıdır. Mumyalama nasıl yapılıyordu; Bir çengel yardımı ile burun kısmından beyin çıkarılıyordu ve vücuttaki tüm yumuşak organlar alınıyordu, çürümeyi bu şekilde engelliyorlardı çökme riskine karşı ise tampon yardımıyla buralara destek sağlanıyordu, sadece kalp tekrar vücut içinde bırakılıyor, vücut kurutulduktan sonra temizleme işlemi gerçekleştiriliyordu. Aromatik esanslar ve bitkilerle birlikte temizlendikten sonra, yağ içinde bekletilen keten şeritlerle sarılıp tabuta konularak mühürleniyordu, aynı işlemler hizmetçilerine de yapılıyordu, mumyalamanın birçok çeşidi var, bunlara girmeyelim, günümüze kadar başka bir yöntem bulunamadı, ikinci yöntem ise 1960 yılından beri Dünyada yaklaşık olarak 230 cansız beden tekrar canlandırılmayı bekliyor, bir grup insan kriyojenik yöntemle vücutların dondurulup ilerleyen yıllarda tekrar diriltebileceğini düşünüyor. Tüm dinlerin ve bilim insanlarının genel olarak reddettiği bu yöntem ölümden kaçış olarak da adlandırılıyor. Gelelim üçüncü yönteme; Geleceğin Yaratıcısı lakaplı Japon robot uzmanı Hiroshi Ishiguro, insan gibi hareket edebilen ikiz robotuyla androidlerin yakında insanın yerine geçebileceğini ispat etti

[ilgili-haber=1433]

Bu Adam bu konudaki en olumlu işi yapıyor bence, kendine tıpatıp benzeyen robotu ile yüzlerce km uzaktaki yaptığı tüm yüz, ses, el, kol hareketlerinin aynısını sanki oradaymış gibi robota yaptırabiliyor. İşte zurnanın zırt dediği yer burası. İnsanlar ölümsüzlüğü hep aynı bedende istediler veya öyle olacağını sandılar. Vücutlarını mumyaladılar, dondurdular hal bu ki önemli olan kafanın içindeki beyindir vücut beyni taşıyan, beyin tarafından yönlendirilen bir kabuk, bir iskelet yığınıdır, ölümsüzlük için hiç bir değeri yoktur, asıl olan beynin içindekiler, beyin tüm yaşanmışlıkları biriktiren bir organdır, iddia ediyorum! İnsanın ölümsüzlüğü dijital ortamda olacak, Nasıl mı? Bir harddisk'e insan beyninin kopyalandığını düşünün. (Bunun çalışmaları şu an Japonya'da yapılıyor). Beynin içindeki bilgiler tamamen dijital ortamdadır artık, insanı insan yapan tüm bilgiler ve yaşanmışlıklar. Eğer istiyorsan tamamen sana benzeyen android bir robota aktarılacak. Kişi kendi bedenini beğenmiyor ise bu işin %90 ihtimalle öyle olacağını tahmin ediyorum çünkü estetik ameliyatların bu kadar çok olduğu bir dünyada herkes bir Angelina Joli ya da Brad Pitt olmak isteyecektir. ( Bunun çaresini bulmak zorunda kalacaklar ) veya başka bir android bedene, duyan, konuşan, dokunan, yürüyen, koşan, düşünen ve yaşayan bir insan olarak sonsuz hayata kavuşacaklardır.
Yaşadığımız Dünyanın gerçeklerini göz önüne alır isek, bu iş pahalı bir yöntem olarak karşımıza çıkacak ve parası olanlar bu işi yaptırabilecekler. Zenginlere sonsuz yaşam, fakirlere ise öbür dünyada cenneti düşlemek ve umut etmek kalacak.
İmkansız gibi geliyor değil mi? Elli sekiz yaşıma geldim edindiğim bunca tecrübeye göre imkansız diye bir şey yoktur. Çocukluğumuzda izlediğimiz uzay yolu filmlerinden hatırlayınız, adamlar ellerinde küçük bir aletle gemidekilerle konuşurlar ve ışınlanırlardı, şu an aynı konuşma aletini ceplerimizde taşımıyor muyuz? Işınlanma işi ise başka bir yazı konusu, ondan da kısaca bahsedeyim, ilgilenenler veya merak edinenler Amerikan donanmasının 28 Ekim 1943 te yaptığı Philadelphia deneyini araştırsın.
Sonsuz hayatın gerçekleştiğini bizler göremesek de torunlarımızın göreceğinden eminim.
 
Raşit ÖZTÜRK
Yazar