Eserleriyle Denizli'nin tarihi ve kültürel geçmişine ışık tutan Denizlili Yazar Veli Aykar, 6. Kitap fuarında okuyucularıyla buluştu. Fuarı değerlendiren Yazar Aykar, önceki fuarlarla 6. Kitap fuarını kıyasladı. "Müftü" adlı romanına gösterilen ilgiden memnuniyetini dile getiren Aykar, özellikle çocukların edebi seviyeden yoksun, yaşlarına ve seviyelerine uygun olmayan kitapları tercih etmelerinden dolayı üzüntüsünü dile getirdi.

Bu Kez Tatbikatlar Sağlık Çalışanları İçin Bu Kez Tatbikatlar Sağlık Çalışanları İçin

İŞTE DENİZLİLİ YAZAR AYKAR'DAN 6. KİTAP FUARI DEĞERLENDİRMESİ

• Denizli Büyükşehir Belediyesinin düzenlediği 6. Kitap fuarı geçen hafta gerçekleşti. Halkımızın kitapla buluşmasını, yazar çizerlerin ve yayınevlerinin okuyucuyla kaynaşmasını sağlayan Büyükşehir Belediyesine teşekkür ederim.
• Fuarda dört gün eserlerim okuyucuyla buluştu. Önemle “Müftü” romanıma gösterilen ilgiden ve eserim için “1000 temel arasına girecek kitap” şeklindeki övgüler beni onurlandırdı. “Kazıkbeli Kartalı” ve “Osman’ımın Mendili” için dönütleri bekliyorum.
• Belediyemiz bu kez Denizlili yazarlara daha geniş stant ayırmış ve yazarların geçen yıllardaki gibi omuz omuza, diz dize olmasına son vermiş.
• Denizli halkı tüm Ege insanında olan “komşu kızı çapaklı olur,” anlayışıyla kendi yazarlarından daha çok yabancıya ilgi duyması hep üzüldüğüm bir olaydır.
• Bana göre fuarda okuyucu yoğunluğu geçen yıllara göre azdı. İçinde yaşadığımız ekonomik darboğazın bunda etkili olduğunu düşündüm.
• Haftanın çalışma günlerinde ilkokul ve ortaokulların katılımı yoğundu ancak liseli gençlerimizi görememek emekli bir öğretmen olarak beni düşündürdü.
• Çocuklarımızın kalitesiz, edebi değerden yoksun, yaşlarına ve seviyelerine uygun düşmeyen kitaplara yumulması, cebindeki kısıtlı parasını “öte beri” alarak tüketmesi dikkatimi çekti. Öğretmenlerimizin, anne ve babaların fuara gelmeden kitap seçimi hakkında öğrencileri bilinçlendirmesini, onlara kılavuzluk etmesini beklerdim.
• Bazı yazar ve yayınevlerinin gelen çocuğun yaşına ve seviyesine bakmadan kitabını satmak için “bohçacı” anlayışıyla çırpınışları benim midemi bulandıran olaylardı.
• En çok dikkatimi çeken de yayınevleri standında olsun, kendi standında olsun yazar ve çizerlerin satış olmadığı anlarda elleri koynunda “kedi kucaklar” gibi bekleşmeleriydi. Eline kitap alarak okuyanın parmakla sayılacak kadar az olması şaşılacak bir durum değil mi?
• Kitaplarımı imzaladığım her okuyucuya nereli olduklarını sordum. Genellikle çocuklar ve gençler “Denizli Merkez” derken; yetişkinler Tavas, Acıpayam, Çal, Çivril ağırlıklıydı.
• Fuar girişinde hemen kapı önünde kebapçıların, öte beri yiyecek, içecek satıcılarının görüntüsü hoş değildi. Çıkardıkları gürültü ve koku bu çağda böyle bir etkinliği gölge düşürecek nitelikteydi.
• Satıcılar kapı önünden başka bir alana çekilebilirdi. Uyguladıkları fiyatlar da çarşı ve pazara göre hayli okkalıydı. Kalite ve fiyatların mutlaka denetlenmesi gerekirdi.
• Daha coşkulu fuarlar, daha güzel eserler yazmak ve görmek dileklerimle...