Merhaba değerli okuyucularım; bu yazımda sizlere yapay zekanın hakim kıldığı bir dünya ve bu dünyada eğitimin nasıl ilerlediği, eğitimin hangi yöne evrilebileceği konusuna değinmek istedim
Eğitim, insanların bireysel ve toplumsal ihtiyaçlarının ve beklentilerinin gelişip değişmesiyle birlikte süreç gerektiren bir kurumdur. İnsanlar günlük yaşantılarında sorunlarla karşılaştıkları anda zihinde kodladıkları bilgileri hatırlar ve uygulamaya çalışırlar. Yapay zeka ise tam da bu görevi üstlenmektedir. İnsanların eğitimle birlikte öğrendiği birçok şeyi yapay zeka sayesinde gerçekleştirebileceğimiz bir dünyaya merhaba demekteyiz.
Gelişmiş teknoloji ile birlikte ilerleyen yapay zeka uygulamaları eğitim olgusunun içerisinde de yer almaya başlamıştır. Yapay zeka sayesinde öğrencilerin bireysel öğrenme ihtiyaçları belirlenebilmekte ve her bir öğrenciye kişiselleştirilmiş bir program sunulabilmektedir. Aynı zamanda öğrencilerin güçlü ve zayıf yönleri de tespit edilebilmektedir. Bu bağlamda aslında yapay zeka öğrencilere rehberlik etme potansiyeline sahip olabilmektedir. Öğrencilerin ödevlendirilmesi, öğrenciye özgü soru hazırlama gibi uygulamalar yapay zeka ile mümkün hale gelmiştir. Yapay zekanın algoritması sayesinde öğrenciler sanal gerçeklik ile karşı karşıya kalmaktadır. Bu durum ise bizlere yapay zekanın avantajlı olabileceği gibi dezavantajlı olabileceğini de gösterebilmektedir.
O halde yapay zeka eğitim olgusu içerisinde olmalı mıdır ?
Elbette teknolojinin geliştiği ve ilerlediği bir dünyada yapay zeka’nın geliştirdiği uygulamaları göz ardı etmemek gerekir. Ancak yapay zeka teknolojisinin etik kullanımı, öğrencilerin ve öğretmenlerin mahremiyeti dikkate alınarak veri gizliliğinin sağlanması ile birlilkte mümkün kılınabilir. Bu anlamda yapay zeka duygusal olan varlıkların yerini alamayacak fakat eğitim gibi birçok alanda da etkili olacaktır.