Hiç alışık olmadığımız bir durum ile karşı karşıyayız. Altmış yıllık ömrümde bu kadar geniş bir coğrafyada (on il de) bu kadar şiddetli bir yıkıma şahit olmadım ben. Olayın büyüklüğünü anlamakta zorlanıyor insan. Bu elim olaydan etkilenen vatandaşlarımızın sayısı 13.500 bin ( on üç buçuk milyon) bu dünya üzerindeki birçok ülkenin nüfusundan bile fazla. Komşumuz Yunanistan’ın nüfusunun 10,500 bin (on milyon beş yüz bin) kişi olduğunu düşünürsek bir ülke den daha fazla bir alanı etkileyen art arda olan iki deprem ve korkunç bir yıkım. Hemen eleştiride bulunmak işin kolayı elbette, bu kadar geniş bir coğrafyada meydana gelen depreme bu kadar hızla müdahale etmek, her yere anında ulaşabilmek her ülkenin altından kalkabileceği bir durum değil elbette. Devletimizin bu durumun altından kalkabilecek güçte olduğunu unutmayalım.

            ‘’Acı duyabiliyorsan canlısın, başkalarının acılarını duyabiliyorsan insansın’’ demiş Tolstoy. Yurdumun bir bölümü yerle bir olmuş, insanların uykularının en tatlı yerinde evleri yıkılmış, birçoğu ölmüş ne olduğunu anlamadan, birçoğu da hala toprak altında kurtarılmayı bekliyor bu kış kıyamette aç susuz. Birçokları depremde ölmeden kurtulduğuna mı yansın soğukta kurtarılmayı beklediğine mi? Kelime haznem çok geniş de olsa, yaşanan trajedinin, acının tarifini kelimelere dökmem imkânsız!

            Bu ülkede yaşayan her insanın üzüldüğünden hiç kuşkum yok fakat üzücü olaylara da tanık olmuyor değiliz, bir sepet elmanın içinde bir miktar çürüklerin olabileceği gibi bizim içimizde az olsa da varlar. Elbette adalet onların yakasına yapışacağı zamanı bilir.

            Yazarlar ve sanatçılar duygularını bu tür olaylarda biraz daha yoğun bir şekilde yaşıyorlar, bende kendimi o grubun içinde görmekteyim. Akşam yemeğinde masamdaki tabağımda sıcak çorbamı içerken, divanda sıcacık kaloriferin yanında otururken, sıcacık yatağımda yatarken orada ışıksız, soğukta aç susuz yardım bekleyen depremzedeleri düşünmemem mümkün değil, onlar o haldeyken ben bu konforu yaşadığım için kendimden utandığımı itiraf etmeliyim. Toplum bir bütündür, bir kısmı sıkıntıda iken, bir kısmının rahatta olması beklenemez, onların acılarını hissedebilmek, elinden ne gelir ise bir çift çorap, bir atkı, bir çift bot, bir battaniye ne bileyim gönlünden kopan bir miktar para da olabilir. Her kesin gücü nispetinde yardımcı olması insanlık görevimiz.

            Ülkemizin tüm dünyada olan felaketlere en önde yardıma koşması, başımıza gelen bu felakette tüm dünya ülkelerinin de bize taziyede bulunması ve yardım teklif etmeleri insanın içini biraz da olsa ferahlatıyor. Şehrimizde ve tv ler den, sosyal medyadan gördüğümüz üzere her yerde organize bir şekilde yardımlar toplanıyor, eskiden depremlerde yaşanan koordinasyonsuzluk bu sefer aşılmış durumda gördüğüm kadarıyla. Büyükşehir, Merkezefendi ve Pamukkale belediyeleri kendi belirledikleri alanlarda yardımları toplayıp organize bir şekilde gönderiyorlar.

            Bu felaket ne ilk ne de son olacak yurdumuz fayların üzerinde bulunan bir deprem ülkesi. Japonya tarih boyunca büyük depremler yaşadı, çok büyük kayıplar verdi ve çok acılar çekerek bu gerçeği öğrendi. Şimdi gereken önlemleri alarak halkının güvenliğini sağlayacak şekilde binalar yaptı halkını anaokulundan başlayarak depreme karşı eğitti, bu kadar uğraşa rağmen geçtiğimiz yıllarda yaşadığı depremde nükleer santrali zarar gördü ve tüm dünya sıkıntı çekti. Bizim de bu gerçekle bu coğrafyada yaşamayı öğrenmemiz ve her türlü önlemi olarak bu çektiğimiz acıları bir daha çekmemiz lazım diye düşünüyorum. Aklın yolu bir sürekli bu yıkımlara maruz kalır isek ekonomik yönden de çökmemiz kaçınılmaz olacaktır. Allah korusun! Tüm sanayisini bir bölgede toplamış olan ülkemiz Marmara da yaşanacak bu şiddette bir depremde çok büyük kayıplar verecektir. Yetkililerin bu gerçeği göz önüne alarak yumurtaları ayrı ayrı sepetlere dağıtıp riski en aza indirmeleri gerekir, bu uyarıyı sadece ben değil bu konunun uzmanları söylemekte.

            Yurdun her yerinden deprem bölgelerine giden kurtarma ekiplerimize, sağlık personellerimize, polislerimize, jandarma ekiplerine ve askeri personellerimize rabbim güç kuvvet, sabır ve kolaylıklar versin.

Depremden etkilenenler için ne yapmalı Depremden etkilenenler için ne yapmalı

            Her geçen gün kayıplarımız artmakta, umarız ve dileriz ki bu kadarla kalsın. Ölenlere rahmet yaralılara şifalar diliyorum.