Eğitim kliniklerinde hizmet eğitimin bir parçasıdır, aracıdır. Bu nedenle hizmet hastaların işini görmek üzerine değil, öğrenci ve asistan eğitimini, yerinde ve yeterli yapmak üzere kuruludur. Örneğin PAÜ Tıp Fakültesi YÖK akreditasyon kurumu tarafından akredite edilirken kaç hastaya baktığı, hastaların hizmetten memnun olup olmadıkları gibi sorular ve kriterler yoktur. Asistanların eğitim ortamları sorgulanır. Ne demek istiyorum;

Diyelim ki bir eğitim hastanesinin polikliniğine başvurdunuz, görevli asistan sizi muayene etti ve tetkik istedikten sonra bir de hocaya danışayım dedi. Hocanın ders, ameliyat, vizit vb nedenlerle danışılmak üzere hazırda bulunmadığı durumlarda asistan hastadan beklemesini ister. O andan itibaren hasta kime danışılacağının merakı içinde olur.

Hocayı öğrendiği andan itibaren kapısına gelir ve yoklar. Kendince danışma işini pratikleştirmiş ve hatta asistanı bir iş yükünden kurtarmış bile olabilir. Onlara cevabım şöyle oluyor;

Öğrenci Olmak; Öğrenen Olmak Makale: Öğrenci Olmak; Öğrenen Olmak

Burası eğitim kliniği, asistan gelecek sizin durumunuzu bana anlatacak, bana tanı ve tedavinize dair soracak. Ben de ona anlatacağım ki öğrenecek. Sizin gibi bir hasta ile tekrar karşılaşırsa bu defa sormayacak kendisi inisiyatif kullanacak. Hocanın bulunmadığı hizmet ortamına, yani Anadolu’nun bir herhangi bir il ya da ilçe hastanesine gittiğinde pratik olarak öğrendiği bilgi ve deneyim ile hizmet verecek.

Bu durum ameliyatlar için de böyledir. Asistan hocasının refakatinde veya birlikte girdiği ameliyatı takip eder. Tedavisini verir, pansumanlarını yapar. Başlangıçta bu takip sürecinin her safhasında hocasını bilgilendirir ve eksiğini hoca bilgisi ile tamamlar. Zamanla daha az danışır olur ki, bu safhaya genellikle asistanlığının son yılında ulaşılır. Hatta başasistanlık olarak tabir edilen bu uzmanlığa az kala pozisyon, hastanın hocadan önce başasistana danışıldığı, yani akran eğitiminin yapıldığı bir safhadır.

Temel Tıp Eğitimi / Güncel Sağlık Programı Temel Tıp Eğitimi / Güncel Sağlık Programı

Bu nedenledir ki hasta ve yakınları hoca yüzümüze bakmadı, sorumuza cevap vermedi serzenişlerini sıkça dillendirirler. Ne yapalım bu ülkede ilköğretimden başlayarak hastane, poliklinik, servis, randevu, tetkik, hoca, asistan, uygulamalı eğitim, hasta ziyareti, hastabakıcı, hemşire, paramedik, fizyoterapist, refakatçi nedir? Kimdir? diye bir eğitim yok ki. Ha keza tıp fakültelerinde de etkili iletişim diye bir ders yok. El yordamı ile her birimiz kendi yaratılışımızdan gelen karakterimiz ile iletişim kurmaya çalışıyoruz.

Bilgi eksikliği iletişimi bozuyor. İletişim bozulunca hekim ile hasta arasında güven sorunu oluşuyor. Güven sorununun bir ucunda tedaviye uyumsuzluk, diğer ucunda şiddet ortamı var.

Böyle gitmez, eğitim şart…