Kurban bayramına sayılı günlerin kaldığı bir zamanda Konya da olan elim bir olay gündeme damgasını vurdu. Bu konuda yazı yazıp yazmamak konusunda epey düşündüğümü itiraf etmeliyim. 2003 yılından 2013 yılına kadar olan işim dolayısıyla bu camianın içindeydim, son bir yıldır da eşimin rahatsızlığı dolayısı ile Üniversite hastanesinin müdavimi olduk, şu anda prof. Olan birçok hocayı asistanlığından tanırım. Onkoloji kan almanın aniden kapatılması ve zemin kattaki kan almaya yönlendirilmemiz dolayısı ile oradan Corona kapıp eşimle zor günler geçirdik. Bu süre boyunca elbette her şeyin son derece yolunda gitmediği zamanlarımız, randevumuz olduğu halde doktorun son anda mazeretinden dolayı izinli olması ve kontrolümüzü bizi tanımayan başka bir doktora yaptırmak zorunda kaldığımız zamanlar oldu. Elbette sizin gibi bu işin içinde olanlardan beklenmesi gereken davranış da budur diyebilirsiniz! Haklıda olabilirsiniz fakat senin bildiğin karşı tarafın anladığı kadardır diye bir söz var. Son dönemde Doktorlara yapılan saldırıların artması ve olağan hale gelmesi dikkatlerden kaçmayan bir durum, aynı şey şehitler için de öyle. Önceden bir şehit haberi geldiği zaman manşetlerde olur ekranlarda uzun, uzun haber olurdu. Şimdi ise neredeyse bir alt yazıyla geçiştirilecek hale geldi yani toplum bu duruma alıştı kanıksadı diyelim, onlar için önemsiz ve sıradan bir olay haline geldi. Bu gün bir eczacının anlattığı olay beni son derece düşündürdü, ilaç almaya gelen bir vatandaş, doktorların iki gün iş bırakma eylemine kızıp ‘’Ne olacak yani! Askerler, polisler de öldürülüyor, onlar işi bırakıp insanları mağdur ediyorlar mı? Bu ne biçim iş ya? Hepsine ceza vereceksin’’ Diye çıkışmış, toplumda doktorların şiddete uğraması öldürülmesi, olağan bir hadise haline gelmiş, vatandaşın düşüncesine bakar mısınız? Bu düşüncedeki insana ne anlatılabilir? Türk toplumunda iyi çalışan köklü iki kurum var derim hep bunların birincisi askeriye ikincisi de sağlık sistemi ve camiası, sağlık camiası son yıllarda yaşadığımız pandemi de kendilerinden beklenin üzerinde bir performans gösterdiler ve bekledikleri haklarını alamasalar da bol bol övgü aldılar. Bu kurumlardan en iyi çalışan sağlık sistemi son dönemde epey kan kaybetti, getirilen aile hekimliği sistemi oturtulamadı ve atıl kaldı. Doktorlar sekiz yıldır çözülemeyen yedi sorundan bahsediyorlar!

1. Emekliliğe yansıyacak Maaş artışı

2. Döner sermaye gelirlerinin adaletli bir şekilde verilmesi

3. Nöbet ücretlerinin tutulan saate göre ödenmesi

4. Nöbet sonrası dinlenme izni verilmesi

Ceşen Yeniden TASKK Yönetiminde Ceşen Yeniden TASKK Yönetiminde

5. Günde belli bir limitte hasta bakmak ve hastalara yeterli vakit ayırabilmek

6. Performans sisteminin her hastane için sabit olması, ameliyat ya da klinik puanlarının birbirleriyle kıyaslanmaması

7. Mecburi hizmette olan doktorlar için:

a- Konaklama sorunu

b- Tıbbi araç gereç ve eğitimli personel sorunu

c- Eş durumu tayinleri

d- Adaletsiz atamaların durdurulması (özellikle büyük şehirlere yapılan mecburi hizmet atamaları)

e- Doğuya giden doktorların (özellikle 5.ve 6.bölgeye) maaş ve döner sermaye gelirlerinin iyileştirilmesi.

            Benim şahsi fikrime gelince: Tıp eğitiminin gün geçtikçe kalitesizleşmesi, niteliksiz hekim yetiştirme, Hangi hastaneye gidersen git her polikliniğin önünde uzun hasta kuyrukların varlığı, hekim başına düşen hastanın son derece fazla olması, hasta kayıtlarını bile hekimin kendisinin yapması.

            Olaya bir de hasta tarafından bakmak lazım. Hükümet sağlık sisteminin ücretsiz olduğunu, isteyen herkesin her istediği hastanede istediği hekime muayene olabileceğini söylüyor fakat durum öyle mi? Devlet hastanelerinde randevu almak son derece zor, aldınız diyelim muayene olabilmek için saatlerce beklemeniz lazım, istenen tetkikler için aylarca sonraya gün veriliyor. Eğer erken istenirse ücreti mukabilinde erken sıra verilebilmesi, hastaları da son derece bunaltmakta ve hayatından bezdirmekte.

            Hayatından memnun olmayan, bıkkın, yılgın, yorgun, iki tarafı hasta ve hekimi karşı karşıya getirince, Sonucun ne olmasını bekliyorsunuz?

            İşi başında darp edilen doktorlarımıza geçmiş olsun diyor, hayatını kaybedenlere ise rahmet diliyorum.