Türkiye’yi ve tüm Dünyay...


Türkiye’yi ve tüm Dünyayı etkisi altına alan Korona virüs salgınıyla berber uygulanan dışarı çıkma yasakları doğanın kendine gelmesini sağladı.İstanbul boğazına yunusların geldiğini, hava kirliliğinin azaldığını, ozan tabakasındaki deliğin kapandığı, Denizlimiz içindeki Pamukkale Travartenlerimizin bembeyaz olduğunun, Gökpınar göletimizin masmavi olduğu haberlerini aldık.Kısaca doğa kendini yenilemeye başladı.
 
En önemli konumuz tarıma gelincede çiftçilerimizin ne kadar önemli ortaya çıktı.Her zaman söylediğim yerli tohumu ekmemiz gerektiği bunlardan elde ettiğimiz ürünlerle beslenmemizin önemi ,ekip , biçip, dikip korumanın değerini anlaşılmıştır.Korona virüsü şöyle bir kendimize gelmemizi sağladı.Genç bireylerimiz 65 yaş üstü insanlar için dışarı çıkmayarak fedakarlık yapmayı öğrendiler.Öyleki köylerde tarım yapan ve kalan nüfus çoğunlukla 60-65 yaş üstü nüfus.Onların tarlalarına nasıl gideceğini düşünür olduk.Korona virüsüyle beraber önemli bir konuda ortaya çıkmış oldu.Yaşlı çiftçi nüfusumuzun gençleştirilmesi gerektiği, köyden kente göçün durması gerektiğidir.Bu süreçte köyüne dönüp yeniden toprağına işlemek isteyenlerin oranları arttı.
 
“Toprağın neresini kazarsan kaz bir define bulacaksın.Ancak bir çiftçinin inancıyla kazmalısın” Halil Cibran
 
Denizlimiz tarım ve tekstil şehri .Topraktan tarımdan köyünden hiç bir zaman kopmadı.Şehir merkezlerinde yaşayan halkımızın çoğu köyleriyle bağlantılı bir şekilde yaşıyor.Virüs sebebiyle köylerine ve köylerindeki işlere daha çok sarıldılar. Şehirde yaşayan halkımız köy evlerinin, bahçeli evlerin, bağ evlerinin, bunlarda sebze meyve yetiştirmenin toprağa dokunmanın huzur ve mutluluğunu aradılar.Toprağa özlem duydular.Virüs sebebiyle bulunduğu her yerden çalışabileceğini belli bir kesim gördü. Köylerde yaşayıp tarım yaparak diğer işlerinide yürütebilecekleri konusunda cesaret geldi. Geleceğin tarımda olduğunun bilincine varıldı.Tarım açısından böyle olumlu bir farkındalık oluşmuşken, bölgesel teşviklerle, ürün bazlı yönlendirmelerle, mevcut üreticinin şartlarını iyileştirerek yolumuza devam etmeliyiz diye düşünüyorum.
Ürün bazlı yönlendirme konusunda tavsiyem “Denizli tıbbi ve aromatik bitkilerin üretim merkezi” haline gelebilir. Korona virüsü bağışıklığı kuvvetlendirmek için koruyucu ve gıda takviyesi olarak kullanılan tıbbi ve aromatik bitkilerin önemini artırdı. Kekik üretiminde dünyada ve Türkiye’de ilk sıradayız. Kekik gibi adaçayı, oğulotu, papatya, biberiye, ekinezya, gelincik, limon otu, aynısefa, ölmez çiçek, çörek otu, susam,lavanta, devedikeni, mürver, şevketi bostan, Türk gülü , alıç, dut, kuşburnu , hayıt, hünnap, ceviz ağacı gibi şuanda adı aklıma gelmeyen birçok tıbbi bitkinin yetiştirildiği alanlar kurulabilir. Kekikte Dünyada ve Türkiye’de birinci olduğumuz gibi en fazla genç ceviz ağacı olan il Denizlidir.
İlerleyen zamanda ceviz üretimindede liderliğe adayız. Ceviz ve kekikten bahsetmişken faydalı olabileceğini düşündüğüm, bitki çayı tariflerinide sizlerle paylaşıyorum.Tüm bu bitkisel karışımları doktorlara danışmadan tüketmemiz gerektiğini belirtmeden geçemeyeceğim.
 
Son söz olarak tarıma karşı farkındalık oluşmuşken bunu değerlendirmeliyiz diye düşünüyorum. Denizlide ilginen gençlerimize iş olarak bağcılık, sebze, meyve, tıbbi bitkiler ne yetiştirmek istiyorlarsa köylerine dönmeye tarım yapmaya bekliyoruz. Gelecek tarımda ve DENİZLİ toprağında..
 
“ Geleceğin tüm çiçekleri bugünün tohumlarının içindedir”Çin atasözü
 
'Ziraat Mühendisi Ayşen KUNDURACI'