Yaşlılık, yetişkinlik dö...


Yaşlılık, yetişkinlik döneminden sonraki süreç ve yaşam süresinin ileriki döneminde fiziksel ve ruhsal değişimlerin görüldüğü bir evredir. Ayrıca çok sayıda psiko-sosyal faktör yaşlılık dönemini etkilemektedir. Normal Yaşlanma terimi ile ise zamanın geçişine bağlı olarak, hastalık söz konusu olmaksızın ortaya çıkan anatomik yapı ve fizyolojik işlev değişiklikleri olarak tanımlamak mümkündür (Güler, 1998). Önemli, olan bu süreçte sağlıklı kalabilmektir. Bununla ilgili olarak bir takım önlemler alınabilir. Bu nedenle bugün ki köşe yazımızda İstanbul Rumeli Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi’nden akademisyen aynı zamanda başarılı bir hekim olan Dr. Öğr. üyesi Figen Çiloğlu ile yapmış olduğumuz röportaja yer verdik.
Sağlıklı bir yaşlanma; fiziksel, psikolojik ve sosyal aktivitelerin başarılı bir şekilde devam etmesini kapsar. Bilimsel çalışmalar sağlıklı bir şekilde 65 yaşına ulaşıldığında kadınların 19, erkeklerin ise 17 sene daha yaşama olasılıklarının yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Bu nedenle sağlığımızı ciddiye almamız yaşam kalitemiz açısından önem taşımaktadır.
Yaş aldıkça vücudumuzda birçok değişimler gözlemlenir. Bunların başında kalp-damar, hareket ve nörolojik sistemlerdeki değişimlerdir. Örneğin; birey tansiyon problemleri ile karşı karşıya gelir; damar sertleşmesi, kalp krizi geçirme riski artar. Hareket sisteminde; osteoporoz oluşur, kas kaybı meydana gelir ve dolayısıyla hareketlerde yavaşlama, kemiklerde kırılma olasılığı söz konusudur. Nörolojik ve psikolojik olarak ise zihinsel fonksiyonlarda yavaşlama, depresyon riskinde artış ve uyku problemleri ortaya çıkabilir. Ayrıca metabolik hastalıklar ve kanser riski artar.
Akşit: Peki fiziksel aktivitenin bu noktada rolü nedir?
Çiloğlu: Dünya literatürü incelendiğinde 65 yaş üstü bireylerin yüzde 60’ının düzenli egzersiz yapmadığı, yüzde 30’unun ise hiç egzersiz yapmadığı görülmüştür. Ülkemizde de kültürümüze bağlı olarak “sen çok çalıştın, artık dinlenme zamanın’’ diyerek büyüklerimizin hareketsiz kalmalarına izin verip, farkında olmadan sağlıklı yaş almalarını olumsuz etkiliyor olabiliriz. Oysa büyüklerimizi hareket etmeye teşvik etmek, onların daha kaliteli bir yaşam sürmelerine katkıda bulunacaktır.
Fiziksel aktivite kalp krizi riskini azaltır, yüksek tansiyonu ve kolesterol seviyesini düşürür. Hareket sisteminde kas kütlesini arttır, kemikleri kuvvetlendirerek kırılma riskini azaltır. Zihinsel fonksiyonlar hızlanır, depresyon riski azalır ve uyku sorunlarında olumlu değişiklikler ortaya çıkar. Metabolik hastalıklardan özellikle TİP 2 DİYABET’de insülin hassasiyeti artar ve kan şekeri kontrolü kolaylaşır. Bu da kişilerin kullandıkları ilaçları azaltabilmelerine ve hatta bazı durumlarda tamamen bırakabilmelerine neden olur. Kanser ve fiziksel aktivite konusunda yapılan çalışmalarda özellikle meme ve kolon kanserlerinin oluşumunu önlemede büyük bir rolü olduğu düşünülmektedir.
Akşit: Sağlıklı yaş alırken hareketli olmanız dileğiyle…
Arş. Gör. Sevim AKŞİT
T.C. İstanbul Rumeli Üniversitesi
Spor Bilimleri Fakültesi
Engelliler İçin Egzersiz ve Spor Bölümü