Eğitim sistemi geleceğim...


Eğitim sistemi geleceğimizi şekillendirmeye yarayan, bir toplumu ileriye taşıyan en önemli unsurdur. Ancak günümüzde sadece Türk toplumun değil tüm dünyanın ortak bir problemi olan ‘’Koronavirüs’’ eğitim sistemimiz de aksaklıklara yol açmaktadır. Bu aksaklıklar eğitim sistemimiz tüm kademelerin etkilemesine rağmen; özellikle 2020 – 2021 eğitim öğretim yılı ilk okul heyecanını tadacak öğrencileri daha fazla etkilemiştir. Bu durumu değiştirmemiz maalesef mümkün değil ama daha katlanılabilir hale getirebiliriz. Peki ne yapabiliriz? Ne yapmalıyız? Biz evebeyn olarak korkmalı mıyız? Tüm dünyayı, günlük yaşamımızı, iş hayatımızı değiştiren bu enfeksiyona karşı çocuklarımızı nasıl koruyabiliriz? 
Tabi ki hepimiz kendi imkanlarımız izin verdiği doğrultuda bir takım önlemler alıyoruz. Medyadan duyduklarımız, öğretmenlerin ve okul müdürlerin bize verdiği bilgiler ışığın da kendimizi ve çocuğumuzu mümkün oldukça korumaya çalışıyoruz. Tabi bazen komşulardan, akrabalardan ve hatta hiç tanımadığımız herhangi bir yerde karşılaştığımız yabancılardan. Yeterli mi? Elbette değil. Çünkü halen net olarak bu enfeksiyonu tanımıyoruz. Sürekli yeni bilgiler, sürekli ilerleyen vaka sayıları ve halen bilinmezlik için de kaybolan tedavi olasılıkları. İşte tam da bu yüzden her ne kadar bu bilinmezlikler bizi korkutsa da hayata daha sıkı sarılmalı ve uzman kişilerin dediklerine kulak vermeliyiz. Hem başarılı bir hekim hem de anne olan Uzman Dr. Atike Moran koronovirüse karşı çocuklarımızı nasıl koruyabileceğimizi, nelere dikkat etmemiz gerektiğini siz değerli okurlarımız için açıkladı:
Coronavirus nedir?
Coronavirus bir virüs çeşididir ve tedavide bağışıklık sisteminin hayati rolü vardır.. Ocak 2020’de başlayan ülkemiz ve dünya gündeminde ilk sırada yerini alan Coronavirus bugüne kadar, 118 ülkede tespit edilmiştir. Uzmanlar, medya aracılığı ile vaka sayılarını bildirseler de kimse bu verilerin netliği konusunda tam bir bilgiye sahip değildirler. Ayrıca henüz maalesef ki hastalığın aşısı bulunamamıştır. Ancak uzmanlar hastalığının tedavi edilebileceğini öne sürmektedirler. Hatta bizi korkunun değil önlemin koruyacağını belirtmektedirler. Hastalık ilk etapta kendisini ateş, solunum sıkıntısı ve kuru öksürük ile göstermektedir. Ancak maalesef ki tam olarak semptomlar net olarak bilinmemekte ve kişiden kişiye değişiklik göstermektedir. Uzmanlar hastalığın insandan insana bulaşma riskini defalarca yayımlamakta ve bulaşma hızının suçiçeği hastalığında olduğu gibi yüksek olmadığını dile getirmektedirler. Hastalık bulaştıktan sonra belirtilerin ortaya çıkma süresinin 2 ile 20 gün arası değişmekte ama genellikle 14 gün olduğu söylenmektedir. 
Coronavirus Nasıl Bulaşmaktadır?
Hasta kişilerin öksürük veya hapşırık ile havaya saçtıkları damlacıklar yoluyla bulaştırmaktadır. Bu hasta kişinin bir metre çevresindeki kişilerin havadaki damlacık yoluyla solunuma alınması veya bu damlacıkların yere düşerken temas ettikleri yüzeylere dokunması ile gerçekleşmektedir. Aslında direk temastan ziyade elleri ile ağız burun ve gözlerine temas etmelerinden kaynaklanmaktadır.
Coronavirusünten Nasıl Korunabilirirz?
Öncelikle maske!! Solunum yolları maske ile kapatılması gerekir. Maske sadece ağız ya da burun değil tüm ağız ve burun bölgesine yerleştirilmelidir. Maske kullanırken ellerimizle sürekli maskeyi düzeltmekten, konuşurken maskeyi çıkarmaktan, maskenin iç tarafını temas ederek tekrar kullanmaktan kaçınmalıyız. En önemli unsurlardan biri de ellerimizi yüzümüzden uzak tutmaktır. Dışarıda vakit geçirildiyse su ve sabun dostumuz olmalıdır. Düzenli aralıklarla ellerimizi en az 20 saniye boyunca yıkamalıyız (avuç içleri, parmak araları, tırnak altları). Çok üzerinde durulmayan ancak mikropların çoğalmasını engelleyen noktalardan biri de ellerimizi iyi kurulamamızdır. Dahası benim tavsiyem el hijyeni konusunda tırnakları uzatmaktan veya oje kullanımından kaçınmalıyız. El dezenfektanları veya yüzde 70’lik kolonya da eksik etmemeliyiz. Bol sıvı tüketilmeli ve ılık su ile düzenli gargara yapmalıyız. Bu virüsün vücudumuza yerleşmesini engelleyebilir. Son olarak asansör gibi dar alanlardan kaçınmalıyız.
Kısacası tüm bu önlemleri her yaş grubunun uygulaması önem arz etmektedir. Ancak çocuklarımız henüz bazı risklerin farkında olamayabilirler. Sabırlı ve sakin bir şekilde anlayabilecekleri düzeyde bıkmadan tekrar tekrar anlatmalıyız. Hatta birlikte uygulamalıyız. Çünkü en iyi rol model anne babadır. Okul dönüşü gün içinde ne yaptığı, nasıl geçtiği ile ilgili kısa bir sohbet sizlere aslında çok şey anlatabilir. Yalnız bu sohbet sorgulama niteliği taşımamalıdır. Bu şekilde çocuğumuzun eksiklerini bulabilir tamamlayabiliriz. Diğer önemli bir husus ise öğretmen veli işbirliğidir. Düzenli olarak kurulan iletişim bizi geleceğe daha iyi hazırlar. Tabi ki bu doğrultuda karşımıza çıkabilecek sürprizlere de hazırlıklı yakalanmış oluruz. Panikten kaçınmalı, planlı programlı hijyen kurallarına uygun bir şekilde mümkün olduğu ya da zorunlu kılındığı kadar günlük yaşamımıza devam etmeliyiz. Çantamız da maske, dezenfektanlar ya da en az yüzde 70’lık kolonya eksik etmemeliyiz. O çok sevdiğimiz kucaklaşmalara bir süreliğine ara vermeli ve sosyal mesafenin hayati önem taşıdığını aklımızdan çıkarmamalıyız. Biz ne kadar sağlıklı bir şekilde kurallara uyar, rol model olur ve canımızdan çok sevdiğimiz çocuklarımıza akatarabilirsek, bi o kadar sağlığımızı riske atmamış oluruz. Sevgiyle sağlıkla KALIN!!!
Sevim AKŞİT
İstanbul Rumeli Üniversitesi 
Spor Bilimleri Fakültesi 
Engelliler İçin Egzersiz ve Spor